4 Temmuz 2014 Cuma

Dublin & Drogheda - Ireland | İrlanda, Temmuz 2013



İrlanda seyahatini 1 yıldan uzun bir süre planlamıştım. Acemilik, şanssızlıklar, vize koşturmacası derken 2012 yılı yazı için planladığımız gezi 1 yıl sonrasına sarkmıştı.

Basit bir tatil değildi. Benim ve yol arkadaşım Orhan önemli bir görev için İrlanda'ya gidiyorduk. Trabzonspor'un resmi olarak kardeş kulübü olan Drogheda United'ı ziyaret edecektik ve kısa film tadında bir belgesel çekecektik. Tüm bunların yanında Dublin ve Drogheda'da bol bol gezecektik de :)
Yola çıkmadan evvel İrlanda, Dublin, Drogheda ile ilgili oldukça fazla araştırma yaptım diyebilirim. Kültürleri, yaşam tarzları, özelllikleri...


Yazılanların çoğu doğruydu. Oraya geleceğiz, daha sonra

18 Temmuz 2012 sabahı saat 05:00'da Atatürk Havalimanı'nda yolculuk için son hazırlıklarımızı yaptık. İlk kez yurtdışına çıkacaktım, tarifsiz bir deneyim olacaktı. Uçağımız 07:30'da kalkacak yaklaşık 4 saat sonra İrlanda yerel saatine göre 09:30'da İrlanda'da olacaktık. Aynen öyle oldu




Orhan'ın yurtdışı deneyimi benden bir fazlaydı ve o deneyim ve iyi derecede ingilizcesi sayesinde Dublin havalimanından ayrılıp, otelimize ulaşmamız hiç zor olmamıştı. Dublin'in güneyinde kalan Tara Towers otelinde konaklayacak, her gün tren ile Drogheda'ya gidip gelecektik.


Ulaşım

Havaalanından otelin önüne, ki aşağı yukarı 20 km bir mesafeydi bu, "Aircoach" denilen bizdeki "Havaş" muadili otobüsümüzle geldik. Kişi başı 9 Euro. Otelin önünden Dublin şehirmerkezine sürekli otobüs ve 5 dakika yürüme mesafesindeki Booterstown tren istasyonundan da sürekli tren vardı. Fiyat 2,40 Euro

Otobüste ücret uygulaması son derece tuhaf. Kağıt para asla kabul etmiyorlar, bozuk paranın da üstünü vermiyorlar. Yani bozuk olarak tam tamına 2,40 Euro ödemek lazım, fazla olursa orada kalıyor :)

Dublin şehir merkezine gideceğimiz zaman 7 numaralı O'Connel Street otobüsüne binip 15 dakikada şehir merkezine varıyorduk. Drogheda'ya gideceğimiz zaman ise Booterstown'dan merkez istasyon Connely Station'a oradan da aktarmayla Drogheda'ya gidiyorduk. Drogheda'ya gidiş kişi başı 13,40 Euro.



Taksi, ulaşım araçlarımızdan en son kullandığımızdı. Sadece Drogheda'da bir kaç kez binmek zorunda kaldık. 4,10 Euro ile açılıyor taksimetre ve 20 cent, 20 cent gidiyordu.

Otobüs ve trenlerde ücretsiz wi-fi uygulaması harikaydı. Onu da belirteyim. 5 gün boyunca ne otobüslerde, ne de trenlerde hiç ayakta kalmadığımızı ve hep rahat bir yolculuk yaptığımızın da notunu düşeyim.

Drogheda - Droichead Atha

3 gün boyunca her gün Drogheda'ya gittik, çekim ve röportajlarımızı yaptık, şehri gezdik ve geri döndük. 30.000 nüfuslu küçük bir şehir Drogheda. İrlanda'nın doğu kıyısında yer alıyor. Ancak tarihinin bütün izlerini yansıtıyor. Kilise ve katedralleri çok heybetli, sokakları çok temiz ve düzenli. Şehri ikiye bölen bir nehirin etrafında harikulade bir yerleşim yeri olmuş. Resmi adı  Droichead Atha , Galce "Sığ Irmağın Üzerindeki Nehir" anlamına geliyor" Dublin şehir merkezine yaklaşık 50 km uzaklıkta. St. Laurence Gate, Millmount, St. Peters Roman Catholic Church mutlaka görmeniz gereken tarihi yapılar. Boyne Viyadüğü haşmetli bir köprü, şehrin merkezindeki Scotch Hall ise çok kaliteli bir alışveriş merkezi

Dublin

Dublin harika bir şehir. Tarihi dokusu, düzeni, yaşam standardı, sports pubları, parkları, yolları ile fevkalade bir şehir. 1 milyonluk bir şehir Dublin ama yılda 4 milyondan fazla turistin ziyaret ettiği bir şehir. Sanırım dünyanın en güvenli şehirlerinden birisidir. İrlanda'nın doğu kıyısında İngiltere'ye bakan bu şehirde oldukça mutlu saatler geçirdik. Dünyaca ünlü Guinnes birası ve Jameson viskisiyle tanıştık. Harika bir kampüsü olan Trinity College, İnsanların keyif içerisinde vakit geçirip, publarda ve sokaklarda şarkı söylediği Temple Bar muhakkak görülmesi gereken yerler. Hard Rock Cafe - Dublin'de Temple Bar girişinde hemen. Temble Bar bir mekan ismi değil o bölgenin adı. O'Connel Street, şehrin en merkezi alanı, devasa Millennium anıtının bulunduğu cadde aynı zamanda. Bunun yanında Grafton Street, Dame Street ve Henry Street önemli mekanların bulunduğu caddeler.  Shaw, Wilde, Joyce'un şehri olan Dublin'de Writers Museum'a da muhakkak uğranmalı.

Tarihi dokuların en haşmetlileri Chris Churc Kathedral ve St. Patricks Cathedral.

Dublin, Liffey nehrinin ortadan böldüğü bir şehir. Nehir üzerinde 14 adet köprü var. Trafik düzenli ve bana soracak olursanız oldukça akışkan, korna sesi duymadım desem yalan olmaz.


Şehrin biraz uzağında Phoenix Park gibi devasa bir yeşil alanı var. Muhakkak uğranması gereken bir başka yer.

Gezimiz ile ilgili Orhan da bir yazı kaleme aldı. Onu okumak için...

http://okahan.blogspot.com.tr/2013/08/irlanda-gezi-yazs-vay-basmza-gelenler.html






Dublin'in en hareketli caddesi hiç şüphesiz O'Connell Street . Caddenin tam ortasında harika mimarisiyle General Post Office


Dublin'in gece ve eğlence hayatı Temple Bar'da atıyor. Uzun ve kalabalık bir cadde, her yerde "Pub"lar, eğlenen insanlar, sokak sanatçıları ile tempo nerdeyse hiç düşmüyor.



Dublin'de Trinity College kampüsü muhteşem bir mimari yapıya sahip


Şehrin biraz dışında muhteşem bir yeşilliğe sahip Phoenix Park. Alabildiğine yeşil, saatlerce çimlere uzanabilirsiniz..


1861 yılında dikilen, Avrupa’nın en yüksek dikilitaşı olan, 62 metre uzunluğundaki “Wellington Anıtı"



Sırtımızda "Eire" İrlanda forması ile şehirde geziyoruz. Mimari ve düzene hayran olmamak mümkün değil


Drogheda'ya gitmek için Booterstown tren istasyonunu kullanıyorduk. Hemen yanıbaşında deniz


Booterstown tren istasyonun hemen yanı. Dün dibimize kadar deniz gelmişti. Bugün ise gel-git nedeniyle yüzlerce metre uzakta. Anlamamız uzun sürdü ama gel-git İrlanda'da çok büyük etkiye sahip









Drogheda'dan kalanlar. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder