"Hayatta kalmak
için ne kadar kan dökmeniz gerekir?"
Hikaye, Doktor Gordon’un eski ve izbe bir banyoda, ayak bileğinden zincirlenmiş bir halde uyanması ile başlar. Banyonun ortasında bir
ceset, diğer tarafında ise aynı şekilde ayak bileğinden zincirlenmiş başka
birisi yatmaktadır…
Adam, eski ve izbe bir banyonun küvetinde uyandığında hiçbir
şey anlamaz. Karanlıktan kurtulup, ışıklar açıldığında ise banyonun ortasında
kanlar içerisinde bir ceset yatmaktadır. Adam, ayak bileğinden zincirlenmiş bir
haldedir ve banyonun karşı tarafında da Doktor Gordon aynı şekilde durmaktadır.
Kurtulma arayışları içerisinde hem Adam hem de Doktor Gordon
kendileri için kayda alınmış bir ses kasedi bulurlar…
Ve oyun başlar. Oyun oynanırken, neden ve nasıl bu duruma
düştüklerinin farkına varacaklar, sırlar ortaya dökülecek, bir ölüm/fedakarlık
savaşı başlayacaktır.
Saw – 2004
Yönetmen : James Wean
Senaryo : Leigh Whannell
Leigh Whannell, Cary Elwes, Dany Glover, Michael Emerson
Çokça konuşulan ve en başarılı korku gerilim filmleri
arasında gösterilen “Saw”ın ardından, bu haklı ününü daha fazla başarı(!) ve
mümkünse çok daha fazla gişe hasılatı toplama adına 6 devam filmi daha çekildi.
Serinin 2, 3 ve 4. filmlerinde yönetmen
Darryn Lynn Bousmann olurken senaryo hala Leigh Whannel’in ellerindeydi.
Sonrasında serinin 5. Filminde yönetmenlik
koltuğuna David Hackl oturdu ve senaryoda Patrick Melton, Marcus Dunstan
ikilisine emanet edildi. Seri bitecek gibi değildi… Serinin 6. Filmi 2009
yılında tamamlandı, bu sefer yönetmen koltuğunda Kevin Greutert vardı. Kevin
Greutert ile beraber 2010 yılında “Saw 3D” ile serinin finali yapıldı.
Saw II bir nebze olsa da başarılı bir devam filmi olarak
düşünülebilir ancak serinin yeni bölümlerinde (!) gittikçe artan şiddet ve
kanın ve gerçekçi olmak gerekirse vahşetin dozajı, öldürülen onlarca insan,
filmin gayet “abartı” bir hikayeye dönüşmesine neden oluyor. Çokça kan, bolca
kemik ve hareket isteyen seyirci için bu durum iyi olabilir ancak “Saw”ın ilk
filmini izleyenler ve gerçekten hayran kalanlar için bu durum “keşke devamı gelmeseydi”
noktasına doğru ilerliyor.
Bir ara saymaya karar verdiysem de sonra saymaktan vazgeçtiğim
“oyun kurbanları” sayısı herhalde 50’yi geçmiştir. Bir o kadar da “Saw” ve “mirasçılarını”
ararken öldürülen polislerin sayısını da eklersek, abartının dozajını daha iyi
anlatmış olabilirim sanırım.
“Saw” her yönüyle çok ama çok başarılı bir film olsa da
geriden gelen diğer bölümler, aslının çok altında kalan birer taklit olmaktan
kurtulamıyor. Saw’ın şansızlığı da bu olsa gerek.
Ancak serinin geri kalan filmlerinin de asıl şanssızlığı ilk
film. Zira gerilim, kan ve şiddet seven sinemaseverler için “vasatın üstünde" filmler.
“Saw”ı muhakkak izleyin, serinin geri kalanı için
vereceğiniz karar ise tamamen size kalmış. Bol vaktiniz çoksa, kan ve şiddet
dolu filmlerden hoşlanıyorsanız, akıl oyunları da ilginizi çekiyorsa, neden
olmasın…
Filmin müzikleri ise oldukça başarılı, Özellikle her final sahnesinde, çalan final müziği "fevkalade"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder