26 Eylül 2012 Çarşamba

Balkanlar'dan Epik Bir Başyapıt; Underground


Underground - Yeraltı (1995)

Yönetmen : Emir Kusturica
Senaryo : Emir Kusturica, Dusan Kovacevic

Oyuncular : Miki Manojlovic, Lazar Ristovski, Mirjana Jokovic, Slavko Stimac

" Yıl 1941 Belgrad. Almanların başlattığı bombardıman komünist Marko'yu önlenemez yükselişi için gerekn kaos ortamını yaratır, Marko, arkadaşı Black'yi ve yoldaşlarını silah üretmeleri için yeraltındaki bir mahzene yerleştirir. Savaş bitince herkesin dışarıya çıkabileceğini de garantilemekten geri kalmaz. Günler geçer, ülkede barış tekrar sağlanır fakat mahzendeki yaşam olduğu gibi devam eder. Marko, yeraltındakileri faşist yönetimin iktidarda olduğuna ve savaşın devam ettiğine inandırmıştır. Acaba bu plan ne zamana kadar işleyecektir?"

14 Eylül 2012 Cuma

Attila İlhan'ın Sisler Bulvarı




elinin arkasında güneş duruyordu

aylardan kasımdı üşüyorduk
ağacın biri bulvarda ölüyordu
şehrin camları kaygısız gülüyordu
her köşe başında öpüşüyorduk

11 Eylül 2012 Salı

Oradaydım, Mutluydum, Hep Hatırlayacağım...


İnsanlar yaşadıklarını, heyecanlandıklarını, gördüklerini, hep hatırlayacaklarını somutlaştırmalı. Çabamın nedeni bu. Bir parçası olduğum muhteşem konserleri hatırladıkça "Oradaydım" demekten kendimi alamıyorum. Mutluluğum büyük. Çok fazla sayıda değil ama çok mutluluk verici.

Lors Von Trier'den "Dancer in The Dark" ve Björk



Karanlıkların yönetmeni Lors Von Trier’in duygulara ve insanlara küfür gibi filmi Dancer in the Dark.

Dancer in the Dark (2000)
Yönetmen : Lors Van Trier
Oyuncular : Björk, Catherine Denevue, David Morse

İzleyeceksiniz moraliniz bozulacak, hatırlayacaksınız moraliniz bozulacak, tam boğazınıza oturup kalacak acı. Bir müzikal filminin nasıl bu kadar büyük bir acıya gebe olacağını soracaksınız kendinize. Film bunları yaparken de kendisine sert bir çelme takacak zaten “Müzikallerde korkunç bir şey olmaz” diyerek.
Bjork belki de dünya üzerine kendine oturabilecek tek rolü bence harikulade oynarken, basit ve alelade bir hikayenin bu kadar muhteşem bir dram-müzikale dönüşmesi karşısında Lors Von Trier’e şapka çıkaracaksınız.