19 Aralık 2011 Pazartesi

Mikhalkov'un "Güneş Yanığı" - 1994


Yönetmen : Nikita Mikhalkov -1994
Nikita Mikhalkov, Oleg Menshikov, Nadezha Mikhalkov

Nikita Mikhalkov’un devrim güneşinden kavrulanlara ithaf ettiği “Utomlyonnye Solntsem  - Burnt by the Sun- Güneş Yanığı”  tam anlamıyla bir Nikita Mikhalkov filmi.  Senaryosu Mikhalkov’un bir öyküsünden uyarlanmış, başrolde Nikita Mikhalkov var, filminde evin küçük kızı Nadya/Nadine rolünde de oynayan Mikhalkov’un kızı. Bunları yapan adam bir de yönetmen koltuğuna oturmuş ki, nerdeyse bütün kategorilerde kusursuz bir performans sergilemiş.

Sovyet Rusya’da Stalin döneminde geçiyor olay (1936). Stalin’in sadık adamı Yoldaş Kotov ; eşi, şirin kızı ve kocaman ailesiyle huzurlu bir Pazar günü yaşamak niyetindedir. Ancak beklediği gibi olmaz o Pazar günü. Civarında yaşadığı köylülerin tarlalarını askerlerden kurtarmayı başarır ancak eve gelen davetsiz misafirin etkisiyle sarsılır. Davetsiz misafirin hikayeleri ile sizde konunun iyice netleşmeye başladığını öğreniyorsunuz.



Aşk, fedakarlık, intikam ölçeğinde Stalin dönemine  sert göndermeler yapan film, iyi ile kötüyü ayırt etmeden acının etrafında yoğunlaşıyor esasında. Gitmenin doğurduğu acılar zamanla yok olurken en çok acıyı gidenlerin çektiğini çok iyi özetliyor. Kalabalık bir oyuncu topluluğu filmde bulunsa da hikaye üç ana karakter üzerinde giderek yoğunlaşıyor ve diğer karakterlerin bu hikayenin uzağında flulaşmalarını izliyorsunuz. Yerinde esprilerle film daha da akıcı hale gelirken karısının yıkadığı gömlek sebebiyle yolunu bir türlü bulamayan adamın macerasını da merakla beklemeye başlıyorsunuz.



Asker, aşık gelgiti,  korkaklık ve cesaret sorgulamaları arasında akıp gider öykü  filmin sonuna gelene kadar. O noktada izleyici hiç beklemediği bir sonla karşılaşır. Arabanın koltuğunda Yoldaş Kotov’un acı dolu bakışları sizi adeta koltuğunuza çiviler. Bütün soru işaretleri netleşmeye, bütün kopuk bağlantılar birleşmeye başlar ve ortaya kan çıkar. Kanın rengi değildir  şiddeti pespaye ortaya seren bu noktada. Niyettir, acımasızlıktır, hüzündür ve beklenmezliktir.


1994 yapımı Fransız- Rus ortak yapımı filmiyle Mikhalkov Oscar ödülü de kazanmıştır.

Ne demişti Mikhalkov “Geçmişimizle yüzleşmeliyiz”

Filmde sık sık karşınıza çıkan bu şarkıyı da sonra sık sık dinlemek isteyebilirsiniz.



...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder