11 Ekim 2011 Salı

12 Angry Men - 1957



Yönetmen : Sidney Lumet 1957, 96 dakika.
Senaryo: Reginald Rosse
Henry Fonda, Lee J. Cobb, Martin Balsam

Reginald Rose’un senaryosunu yazıp, yapımcılığını üstlendiği, Sidney Lumet’in yönetmen koltuğuna oturduğu, Henry Fonda’nın başrol oynadığı 1957 yapımı 12 Angry Men – 12 Kızgın Adam -  sinema izleyicisi için ilk başta kötü ve çekilmez bir alternatif gibi görülebilir. Zira filmin nerdeyse tamamı vantilatörü bile çalışmayan bir juri odasında geçiyor ve film bitene kadar karşılıklı diyaloglardan başka hiçbir heyecan emaresine rastlayamıyorsunuz.


Bunun yanında sinema izleyicisi filmin sonunu en başta olmasa bile film ilerledikçe büyük oranda tahmin edebiliyor. Peki nasıl oluyorda ilk aşamada olumsuz özellikler olarak ortaya çıkan bu durumlar, pek çoklarına göre muhteşem bir filmi tamamlayıcı parçalar olarak  kendilerine yer buluyorlar? Elbette bu sorunun birbirinden farklı ve birbirinden bağımsız birden fazla cevabı olmalı.


Film hakkında tek elden ve tek ağızdan bir yorumla bir film dosyası oluşturmak, işin hakkını vermemek anlamına gelir kanımca. Üstelik böyle bir yöntem “sinemanın herkese göre farklı anlamlar taşıdığı gerçeğini “ suistmal etmek anlamına da gelecektir. Bu yüzden 12 Angry Men hakkında internet sitelerinde “sinema yorumcusu” etiketi taşımayan sinema izleyicilerinin görüşlerini de alarak bu cevapları bulma ve sunma yoluna gittim aynı zamanda.





Böyle bir yöntem seçmemin temel sebeplerinden birisini tüm açıkyürekliliğimle söylemek zorundayım. Etiketi, mesleği ve para kazanma yöntemi “sinema eleştirisi” olan eleştirmenlerin “Kendini pazarlamaya çalışan fahişelerin pezevengi” etiketinden algı olarak kurtulamadım bir türlü. O zaman etiketsiz yorumları öne çıkarmak, filmin gerçek yankısı hakkında daha derli toplu ve daha gerçeğe yakın sonuçlar doğuracaktır diye düşündüm. Bu yorumlardan sonra kendi yorumumuzu da katarak film hakkında bir harmanlama yapmak, sinemaya sanat eserleri sunanları hakkıyla anmak ve bu anma esnasında ortaya çıkan saygı duruşunu daha temiz bir yolla yerine getirmek isteğimin bir sonucudur.


Bu açıklama ve girizgahtan sonra internet kullanıcılarının yorumlarından alıntıladığım 12 Angry Men yorumlarını paylaşalım.


“ Konu ve senaryo itibariyle zeka ürünü bir film. Filmde seyirci, jürinin bilmediği hiçbir şeyi bilmiyor ve onlarla aynı şekilde akıl yürütmek zorunda. Filmin büyük büyük -hatta tamamına yakını- kısmı tek bir odada geçmesine rağmen kesinlikle sıkmıyor, hatta aksine seyirciyi içine alıyor. Klişe mahkeme sahnelerine yer vermemesi diğer bir artısı. 12 adet birbirinden farklı karakter seçilmiş, yani uzun uzadıya bir karakter çalışması yapılmış. Kısacası karşımızdaki film her yanıyla özgün, zekice ve ustaca yapılmış bir film.”




“ Tek mekanda film çekmenin en büyük zorluklarından biri olarak eli kolu nereye koyma gerektiği meselesini çözmek için iyi oyunculuktan daha fazlasına, misal Lumet gibi mizantör şantör, yani oyuncuyu öttüren bir yönetmene ihtiyaç vardır. Yani şu filmin her şeyini, senaryosunu, mekanın harikuladeliğini, sinematografisinin huniden dökülürcesine yavaş yavaş daralışını vesairesini geçiyorum da mizanseni önünde eğiliyorum. Ama burada ilk anda esas oğlan olarak gözümüze sokulan Henry Fonda'nın yanısıra unutulmaz bir performans gösteren Lee J. Cobb'u ve Jack Warden'ı da görmezden gelmeyelim. Daha sonra Psycho'da yine bir cinayeti çözmekle memur olacak Martin Balsam, cekedini bir saniye olsun çıkarmayan gözlüklü kel amca, yaşlı dayı gibi oyuncular da karakterlerin hakkını veriyorlar. Ve evet karakterlerin sağlamlığı, draması, Fonda'nın şüphe zehrini yavaş yavaş akıtmasındaki dengelilik falan komple”.


“Bazı filmler boşuna klasik olmuyor sahiden. Şimdi oturup bunu seyredince saçma sapan yakın tarihli filmlere harcadığım zamana yanıyorum. 1957 yapımı yani neredeyse 50 yıl öncesinde çekilmiş bu film, bir tek juri odasında hukuka, kolaycılığa, ezberciliğe, insanlığa, hakkaniyete vs dair zekice örülmüş, çok güzel oynanmış, çok sade ve güçlü bir film. Ortaya yavaş yavaş çıkartılan detaylardan, ipuçlarından çok 18 yaşındaki, yüzünü hiç görmediğimiz, sınıfsal nedenlerden dolayı suça zaten eğilimli olduğu varsayılan çocuğun, yani bir insanin bütün hayatına dair kararın genelde olduğu gibi ezbercilikten harcanacakken, bir adamın kafa karışıklığı ve şüpheleri ile yavaş yavaş tersine çevrilmesinin hikayesi.”


12 Angry Men filmini geniş açıdan incelediğimde kendi adıma şöyle bir sonuç çıkardım; sinemanın bir sanat eseri yaratmak idealizmi önemlidir ve sinema bu sanat eserini yaratırken ya da üretirken aynı zamanda insan için öğretici rolüne de bürünüyorsa, sarsıyorsa, kışkırtıyorsa, afallatıyorsa, tersliyorsa benim anladığım ve benim istediğim sinema o sinemadır, film o filmdir, yönetmen o yönetmendir ve oyuncu o oyuncudur.




Filmografi açısından incelendiğinde filmin en büyük hünerinin dar ve sıkışık odada 12 adamın kontrolünü ve anlatımını sıkmadan ve tam zamanında ve tam yerinde sağlayan kameranın, yani yönetmenin aklı olduğu açıkca söylenmeli. Oyunculukların bir çoğunun karakter tahlillerinin çok iyi yapılmış olması, film öncesi çalışmalarının sıkı bir elekten geçirilmiş olduğunun kanıtı. Oyuncularda rollerinin hakkını fazlasıyla vermekteler.


İşin kısası şu ki, yönetmen, hikaye ve oyunculuk bakımından tam bir takım çalışmaşı sonucu ortaya çıkan sinemanın sanat eserlerinden birisi olan 12 Angry Men, yıllar geçmesine rağmen aldığı övgülerin hakkını fazlasıyla veriyor.


Filmin hali hazırda, sinemaseverler için büyük bir referans oluşturan imdb – İnternet Movie Database- sitesinde 10 üzerinden 8,9 puan aldığını da belirtelim.



12 Angry Men

Oscar Ödüllerine 3 dalda aday gösterilen ama hiçbir dalda heykelciği kapamayan filmin 1957 yılı Berlin Film Festivali’nde, En iyi yönetmen ve 1958 yılında BAFTA Ödülleri’nde, En iyi erkek oyuncu

Ödülleri aldığını da hatırlatalım ve yazımızı filmin vurucu repliklerinden birisi ile tamamlayalım

“Gerçek sahiden ne bilmiyorum. Kimsenin gerçekten bilebileceğini de zannetmiyorum”

4 yorum:

  1. nereye gidersen git önyargılarını da beraberinde götürüyorsun...
    Bir hayat için tamam-devam kararını verebilecek olan "Seçilmiş Jüri" olsan da önyargılarından sıyrılamıyorsun yada filmdeki anlatımıyla bunu üzerinden atman ve gerçekliği sorgulaman 1,5 saatini alıyor :)
    Ha unutmadan demokrasi vurgusu dikkat çekiyor lakin oybirliği ilkesi esası kabul görüyor yani Çoğulcu demokrasi ciddiye alınmıyor bu açıdan da dikkat çekicidir...
    Dik Not:Kadınsız Hollywood filmlerine pek alışkın değiliz aga halbuki oda yeterince sıcak ve terliydi :))))

    YanıtlaSil
  2. Ellerine sağlık, kalemine sağlık.
    Beni yazdıklarıyla güldürebilen ender adamlardan bir tanesisin :)
    Çoğulcu demokrasinin ciddiye alınmaması demişsin ama ben pek katılamıyorum. Esasında "Juri" kavramı bile önemliyken "idam" kararının oybirliği ile alınması iddiası filmde Amerikan sistemine bir hayranlık hissi beslememize neden olmuyor da değil. :)Yalan yok.
    Bunun yanında filmin en büyük tezatı kadın olmaması değil kanımca, juride bir zencinin olmaması :)
    Kadınsız da ne gada güzel filmler çekilebiliyor cevabını da verebildiği için takdire şayan bir film.

    YanıtlaSil
  3. Durusma salonuna girerken sag tarafta bir kadin gözüküyordu yanlis hatirlamiyorsam.

    Siyah-beyaz filmlere olan önyargiyi kiran yegane filmlerden biri.
    Ayrica "reasonable suspicion" terimini de bellegime sokmustur bu film.

    YanıtlaSil
  4. Seyyah. Teşekkürler. Hayatımın filmlerindendir 12 Angry Men

    YanıtlaSil